26 Mayıs 2016 Perşembe

Tam iki2

Hiç unutmam bir Mayıs ikindisiydi.... Aylardan Nisan

O biçim inişli çıkışlı mevzular vardı.
Hızlı zamanlardı.
Bitmez sandıydık. Bitti gibili.

Tam zaman makinesini keşfetmek üzereydik ki, zaman yetmedi, zaman geçti.

2 yıl attı bir anda.
Lan noluyor dedik.
Sözsüz şarkıları özlüyoruz şimdilerde.

Abi valla ben yıllar boyunca ayak direttim bu çarka tekere ama dışarda durmak taşak ister anladım. Günün sonunda göt olmak da var tabi,



Tak! bi baktın 30'sun ağzında sigaran. Olmaz yani, sıkıntı.
Biz de na'aptık abicim. Şa'aptık. 
Yıllar boyu, yollar boyu de get dediğimiz denizin dalgalarına bıraktık kendimizi.

Fena da olmadı aslında lan. Yani aktı gitti böyle yağ gibi. Arada çok kafa sikiyor tabi ama napcan aga büyümek böyle bişey. 
Öbür türlüsü de fena olur muydu dersen, yok olmazdı, çok da cici olurdu. Her türlüden oluru var.
Yani akışına bırakcan bi' yerde. Yoruyor moruyor ama akış var akış. akcaz gitcez.
Bir de şu sayısal bize vursa.
Ağzını kırarım onun kime vuruyon la sen?

Ya.. işte falan oldu filan oldu derken tak! 
.Olmadı kaçarız.
Kaşıma ekranı

Amma ve lakin boş vakit dediğin şey hiç de öyle boş şey değildir. Aksine çok kıymetli. Nitekim zümrütün üstüne yazılanları okuyabilmek için çok boş vakte ihtiyaç vardır. Aynı şekilde rüzgara karışmak için de.
.

İşte bu yüzden zaman makinasını icad edecektik.
Yav tam olcaktı be.
İnanılmaz olcaktı
Lan tam da zamanıydı.
Ama işte gel gelelim tutturamadık ayarını kafanın.
Nasıl mı? Baş harflerine baksana.

He onu diyordum ben de. Tam zaman makinasını yapcaktık. Tak! zaman kalmadı.
3 kere vurdu kapıya bi kere.

+Bir şey söyleyeyim mi?
-Yok
......